reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Gazete Sağlık Personeli PersonelSaglik.NET

29 Kasım 2016 Salı

Eğitim Manifestosu

Hepimizin hemfikir olduğu bir gerçek var, o da yeni dünyanın ekonomisinin genç girişimcilik ve inovasyon üzerine kurulduğu gerçeği. Peki, Türkiye olarak eğer 2023 hedeflerimize ulaşmak ve yeni dünyanın lider ülkesi olmak istiyorsak ne yapmalıyız? Kuşkusuz bunun yolu girişimcilik ve inovasyondan geçiyor. Bunu yapabilmek için de tek çareniz eğitim. Buradan fotoğrafa bakınca durum pek parlak değil. Yani eğitim sistemimiz girişimci yetiştirmeye ya da inovasyon üretimine uygun değil. Çünkü bizim eğitim sistemimiz kimse alınmasın ama “memur” yetiştirme odaklı hale gelmiş. Bu kısır döngüyü çözmeden, okulları, öğretmenleri, öğrencileri kısacası eğitim felsefesini yeni dünyaya uygun hale getirmeden bunu başarmamız pek mümkün görünmüyor. Peki, eğitimde neleri değiştirmeliyiz ki yeni ekonominin girişimcilerini ortaya çıkarabilsin?  Ben bu açıdan kısa, orta ve uzun vadeli bazı önerilerde bulunmak istiyorum.


Kısa vadede; eğitim fakültelerine öğretmen adayı seçiminde sınav kaldırılmalı, öğretmen adayları mülakatla alınmalı. Eğitim fakülteleri müfredatı değiştirilerek yeni dünyanın öğretmen becerileri öğretilmeli, STEM, kodlama, girişimcilik, inovasyon, proje tabanlı öğrenme sistemi öğretilmeli. Öğretmen adayları eğitimlerini sadece üniversitede değil okullarda da almalı. İkinci kısa vade işlem; bütün müfredatlar silinmeli, yeniden bu çağa uygun gençlerin çağa uygun beceriler kazanmasını sağlayacak müfredat yapılmalı. Bu müfredatın temeli de öğretmenin sınıfta ders anlatması değil, üretim ve proje yapması esasına göre yapılmalı (Bu arada yapılmışı var. Bakınız Finlandiya). Üçüncü kısa vade işlem; fen liseleri kapatılmalı, TEOG kaldırılmalı, bütün öğrenciler en yakın okula gitmeli ve liselerde STEM odaklı müfredata geçilmeli. Dördüncü kısa vadeli iş; üniversite yerleştirme sistemi merkezi olmaktan çıkarılmalı, öğrenciler üniversitelere başvurmalı ve üniversiteler öğrencilerini kendisi seçmeli (Bakınız Türkiye hariç gelişmiş bütün dünya). Beşinci kısa vadeli iş; çoktan seçmeli sınav her yerde yasaklanmalı, okul öncesi zorunlu olmalı, meslek liselerİ ticaret ve sanayi odalarına devredilmeli, her bölge için ihtiyaç duyulan alanda eğitim yapılmalı.


Orta vadede; okul binaları yaşam alanı haline getirilmeli, her okul patent, proje yaparak öğrenciyi mezun etmeli. Karne yerine proje, diploma yerine CV kullanılmalı. Şirketler lise ve üniversitelerle iş birliği yapmalı, her okul her bölgede ihtiyaca göre iş üretmeli. Gençler ilgi alanlarına göre eğitim almalı, eğer lisede bir öğrenci yazılım yapmak istiyorsa sadece o dersleri almalı, ilçe milli eğitim müdürlükleri kapatılmalı yerine kariyer merkezleri kurulmalı, öğrenciler buralarda uzmanlar ve şirketlerden gönüllü insanlarla çalışmalar yapmalı.


Uzun vadede; aslında bunu yazayım mı diye düşündüm ama yazmaya karar verdim. Milli Eğitim Bakanlığı merkezi olarak görevlerinden vazgeçmeli, müfredatlar bölgesel ihtiyaçlara göre odaklanmalı. Okullar üretim odaklı hale gelerek belli kriterleri sağlayamayan, başarısı düşük, üretimi olmayan okullar kapatılabilmeli, okul yönetimleri bütçe yapabilmeli, şirketleri bütçeleri üniversitelere aktarılarak merkezi bütçeden üniversitelere para verilmemeli,  üniversiteler kendi gelirlerini elde etmelidir. Okullarımız dünya standartlarında bilgi üretimi ve proje odaklı çalışma yapmalı.


Şimdi yazdıklarımın yanında yazmadıklarım da var. Peki, neden bunları yazdım? Çünkü klasik yapıyı değiştirmeden başarının gelmesi mümkün değil. Klasik okul anlayışını terk etmeden bizim gençleri üreten nesiller yapma ihtimalimiz kusura bakmayın ama “0” dır. Bu yüzden hepimizin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım; bizim gençlerin neyi eksik ki dünyada yaşıtlarının ürettiği projeleri üretemiyor. Cevabı da ben vereyim; gençlerimizin bir eksiği yok, tek eksik onları kısıtlayan eğitim sistemi ve onun ürünleri değil mi?


Turgay Polat

http://www.karar.com/yazarlar/turgay-polat/egitim-manifestosu-2708

 

14 Kasım 2016 Pazartesi

657 de ödül ve ceza sistemi düzenlemesi

Uzun zamandır gündemde olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun yeniden düzenlenmesi için çalışmalar devam ederken yeni düzenlemelerde flaş değişiklikler yapılacağı öngörülüyor.

Devlet Personel Başkanlığı’nın (DPB) koordinasyonunda 21-23 Ekim’de düzenlenen ‘Kamu Personel Sisteminin Değerlendirilmesi Çalıştayı’nda ilgili bürokratlar ile memur sendikaları mutabakata vardıkları konuların başında memurun iş güvencesinin devamı var. star'dan Ercan Baysal'ın haberine göre toplantıda kamuda memur ve işçi dışında istihdam olmaması gerektiği de ifade edildi. 4B ve 4C’lilerin ise sınırlı sayıda olması gerektiği dile getirildi.

MİT SORUŞTURACAK

Çalıştayın sonuç bildirgesinde kamuda ödül ve ceza sisteminin tam olarak çalıştırılması gerektiği vurgulandı. Yöneticilerde liyakat ve ehliyetin yanı sıra ‘sadakat’ta aranan kriterler arasında yer alacak.Sadakat özellikle 15 Temmuz süreci sonrasında ön plana çıktı. Yönetici yapılacak bürokratlarda Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) güvenlik soruşturması da göz önünde bulundurularak siyasi görüş ve cemaat gibi yerler değil devlete sadakati göz önünde bulundurulacak. Ödüllerde tarafsızlığın sağlanması için objektif belirlenen kriterlere göre  bu işle vazifelendirilmiş bir kurum tarafından verilmesi ve ödüllendirmede maddi unsurların yanı sıra manevi unsurlarında etkili olduğuna dikkat çekildi. Disiplin cezalarına itiraz mekanizmalarının etkin olarak işlemesi gerektiği de dile getirilen unsurlar arasında yer aldı. Öte yandan yöneticilerin seçiminde sınav havuzu göz önünde bulundurulacak. Başarısız yöneticiyse koltuğunu kaybedecek.

TOKİ VE THY BAŞARILI

Kamu ve sendikaların görüşlerinin dile getirildiği çalıştayda memurların verimliliği ile güvence arasında ilişki kurulmaması gerektiği ifade edildi. Kamu çalışanlarına ‘İş güvencesi var olduğu için verimsiz’ anlamının yüklenmemesi gerektiği de görüş birliğine varılan konular arasında yer alıyor. Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği ile Türk Hava Yolları’nın (THY) yöneticilerinin kamu tarafından atanmasına rağmen verimli oldukları örneği dile getirildi.

1 YILLIK BAŞARI DEĞERLENDİRME SÜRECİ

Memur Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, yeniden yazılacak Devlet Memurları Kanunu’nu değerlendirdi. Tonbul memurlarla ilgili ödül ve ceza sistemini ele alarak, “Başarı Değerlendirmesi adıyla yeni bir düzenleme yapılabilir. Başarı değerlendirme ölçütleri objektif olmalı ve tarafsız değerlendirme süreci işletilmeli. Üstlerin yanında aynı düzey ve daha alt düzey çalışanların da görüşleri yansıtılabilmeli. Başarı değerlendirme süreci 1 yıllık olmalı” dedi.

kaynak:star

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri